Aşırı sevgi tutumunda yani KORUYUCU
ANNE-BABA TUTUMU’ nda aile çocuğu sevgiye boğucu, onu çok
koruyucu ve aşırı kollayıcıdır. Koruyucu Tutum daha çok anne-çocuk
arasında gözlenir. Geç kavuşulan, aşırı istenilen, tek çocuk, tek
erkek/tek kız çocuklar genellikle bu abartılmış sevginin odak
noktası olurlar. Bu tip aileler çocuklarının üzerine titrerler.
Ağlamasın, üşümesin, terlemesin, hasta olmasın, yorulup incinmesin,
mikrop kapmasın diye aile üyeleri ellerinden gelen tüm gayreti
gösterir. Çocuk adeta bir cam fanus içinde büyütülür. Bu ailede
çocuk, büyüdüğü halde anne çocuğuyla yatmak ister. Sebep olarak da
geceleyin çocuk korkulu rüya görür de korkarsa ben onun sesini
duyamam, yanında olamam diye söyler. Anne bu tür davranışıyla
çocuğuna olan derin sevgisini dile getirdiğini ve çocuğuna yardım
ettiğini düşünmektedir. Gerçekte çocuğunu kendine aşırı bağımlı
yaparak kendisini değerli ve eşi bulunmaz hissetmektedir. Çünkü
çocuk en ufak davranışta bile annesinin fikrini almaktadır. Burada
her türlü kararı çocuk yerine aile alır. Bu tutum içindeki anne
babalar ergenlik çağında bulunan çocuklarına bile kendileri banyo
yaptırmak ister, hatta çocuğun veya gencin kıyafetini kendi seçer.
Aşırı koruyucu anne, çocuğunun büyüdüğünü ve olgunlaşabildiğini
asla kabul etmek istemez. Çocuğuna derin duygusal bağla bağlanır,
çocuğu için sebepsiz yere aşırı kaygı içindedir ki bu kaygı da
onları çocuklarını aşırı korumaya yönlendirir.
KORUYUCU TUTUMLA YETİŞEN ÇOCUKLAR;
*Her sorun anne-baba tarafından çözülmüş, çocuk
bunları yaşama ve öğrenme fırsatı bulamamıştır.
*Çocuk kendini ve hayatı tanıyamaz.
*Neyi yapıp neyi yapamadığını bilemez.
*Aşırı bağımlı, pasif, beceriksiz ve
özgüvensizdir.
Sevgi yetersizliğin en aşırı ucu, çocuğu terk
etmek veya kabullenmemektir. Yetersiz sevginin, aşırı sevgiye göre
sonuçları daha ağır olmaktadır. Sevgi yetersizliği veya yokluğu,
REDDEDİCİ veya İLGİSİZ ANNE BABA TUTUMU’ nu oluşturmaktadır.
REDDEDİCİ ANNE-BABA TUTUMU
Burada, çocuğa karşı adeta düşmanmış
gibi davranılır, çocuğun başaramadıkları üzerinde durulur ve çocuk
yoğun eleştiriler alır. Bazen sadece anne bazen de sadece baba
çocuğa karşı reddedici tutumlar sergiler. Anne baba çocuğuna karşı
sevgisini asla göstermemekte, çocuğunu anlamamakta ve onu
kurallarla, soğuk davranışlarla ve emirlerle yönetmeye
çalışmaktadır.
REDDEDİCİ TUTUMLA YETİŞEN ÇOCUK
*Kaygılı ve
güvensizdir
*Tutarsız bir
kişiliktedir
*Suç işlemeye meyillidir
*Saldırgan ve İsyankar
olabilirler
*İnsanlarla iyi ilişki kuramazlar ve arkadaş
bulmakta zorlanırlar
*İnsanların haklarına saygı göstermezler
İLGİSİZ ANNE BABA TUTUMU
Burada ise; çocuğun varlığı ile
yokluğu belli değildir. Çocuk anne babayı rahatsız etmediği sürece
çocukla ilgili problem yoktur, çocuk anne babayı rahatsız ederse o
zaman çocuk ile ilgili gündem oluşur ki bu gündem daha çok
şikayetlerle doludur. Burada anne-baba-çocuk arasında iletişim
kopukluğu vardır.
İLGİSİZ TUTUMLA YETİŞEN ÇOCUK
*Öz güven sorunu
yaşar
*Dikkat çekmek için etrafına zarar verebilir
*İnsanlarla İlişki kuramaması sonucu Sosyal
gelişmesinde gecikme ve saldırganlık sergileyebilir.
*Hayattan ve kendisinden beklentisi olmaz
OTORİTER TUTUM
Sıkı eğitim, çocuğa olur olmaz yasaklar koyma ve
yaşanmaz kurallar ile çocuğu yetiştirmedir. Sıkı eğitim ve disiplin
uygulayan yani OTORİTER TUTUM gösteren anne-babalar
çocuğu kendi tasarladığı bir kalıba göre yetiştirmek amacını
güderler. Çocuğun hata ve yanlış yapma hakkı
yoktur. Çocuk sıkı bir denetim altında tutularak en
küçük yanılgı ve hataları gözden kaçmamakta, bunların üzerinde
önemle durulmakta ve düzeltilmesi istenmektedir. Çocuktan kurallara
sorgulamadan uyması beklenir. Böyle aileler fiziksel cezayı ön
planda kullanmakta ve çocuklara kendilerini yönetme fırsatı
vermemektedir. Yaptırım gücü anne babadadır. Anne baba
isteklerinden ödün vermez çünkü onlar hep haklıdır. Çocuğunu anlama
onun seviyesine inme çabasını göstermezler.
OTORİTER TUTUMLA YETİŞEN ÇOCUK
*Stresli ve tedirgin
*Özgüveni hemen hemen yok gibidir
*Sürekli eleştirildiği için aşağılık duygusu
geliştirebilir
*Kibar, sessiz, uslu, dürüst olmasına rağmen
küskün, çekingen, kolay etkilenebilen, huysuz ve aşırı hassas bir
yapıya sahip olabilmektedir.
*Boyun eğici ya da tam tersi isyankar da
olabilir
AŞIRI SEVGİ VE SIKI EĞİTİM:
Burada sevgi, aynı birinci tutumda olduğu
gibi aşırı verici ve koruyucu bir davranışla sunulmaktadır. Ancak
çocuğa bir bebek gibi bakıldığı halde, kendisinden beklenenler
çoktur. Hiçbir şey esirgenmez; özel dersler aldırılır, çeşitli
olanaklar sağlanır. Buna karşılık çocuktan ileri düzeyde başarı
beklenir. Bu tutumla yetiştirilen çocukların nevrotik olma
olasılıkları çok yüksektir. Bu beklenti, sevgi ile
beraber sunulduğundan çoğunlukla çocuklar tarafından
kolay benimsenir ve benliğe
sindirilir. Bazen çocuk bu özellikleri çok
sindirmiştir ve kendisini aşırı derecede kontrol eder; böylece
acımasız bir üst benliğe sahip erişkin olarak
yetişir.
GEVŞEK EĞİTİM:
"Hoş gör, boş ver" anlayışı
egemendir. : Bu tutumu gösteren ailelerde sevgi,
çocuğa şımartılacak derecede çok verilir ve disiplin yok denecek
kadar azdır. Çocuktan çok az şey beklenir Bu anlayışta "Her şeyi
hoş gör; çocuktur her şeyi yapar; çocuk özgür olmalıdır; onun her
dediğini yapın; ona sevgi verin yeterlidir" şeklinde yüzeysel ve
asılsız öğretiler vardır. Bu tutumda çocuğun olumsuz davranışları
aşırı hoşgörü ile karşılanır. Aile doğruyu ve yanlışı çocuğunun
yaparak yaşayarak öğrenmesini ister. Aile içinde çocuğun hakları
sınırsızdır. Kurallara uyması beklenmez. Anne baba çocuğunun yanlış
davranışını görmekte ama “İYİ EĞİTİM BASKICI DEĞİL, ÖZGÜR
OLMALIDIR” düşüncesinden dolayı çocuğa sınırsız özgürlük
tanınmaktadır.Bu tutumda anne babanın görevi çocuklarına hizmet
etmek onları mutlu etmektir.Çocukları mutlu olsun diye isteklerine
kayıtsız şartsız uyarlar. Böyle anne baba hoşgörülü tutumlarından
kolay kolay ayrılmak istemezler. Çünkü çocuğa dilediğini vermenin
ona karşı koymaktan daha kolay olduğu düşüncesine sahiptirler.
GEVŞEK TUTUMLA YETİŞTİRİLEN ÇOCUKLAR
*Bencil, sabırsız ve anlayışsız
*Şımarık,
*Her isteğinin yapılmasını ister
*Devamlı birilerinden hizmet bekler
*Toplumun kurallarını öğrenmede güçlük çekerler.
Vurucu, kırıcı ve saldırgan davranışlar sergiler.
*Bu tarz yetiştirilen çocuklar genellikle
erişkinlik yaşamlarında sorumluluk taşımayan, hep alıcı bireyler
olarak karşımıza çıkar.
YETERSİZ SEVGİ VE AŞIRI DİSİPLİN:
Sıkı eğitim vardır ve disiplin genellikle
aşırı cezalarla uygulanır; en küçük şeyde cezalandırma (dayak,
şiddet) yoluna gidilir. Çocuk çoğunlukla aşağılanır ve
horlanır. Böyle yetiştirilen çocuklarda saldırgan ve anti sosyal
davranışlara eğilim artar. Bu tür ailelerde büyüyen çocuklar, karşı
çıkma ve saldırganlık gibi yollarla kendilerini kabul ettirmek
isterler ve kendi iç dünyalarını açıklamakta zorlanırlar.
GEVŞEK EĞİTİM VE YETERSİZ SEVGİ:
Bu durum yoksul ve kalabalık ailelerde gözlenir.
Çocuğa düşen sevgi ve ilgi payı azdır. Çocuğun eğitimi de
yetersizdir.
Böyle çocuklar "saldım çayıra, mevlam
kayıra" anlayışı ile yetişir. Çocuk, kendi yolunu
bulmaya çalışır. Çocuk yeterli sevgi ve bakım görmez.
Böyle çocuklar pasif ve donukturlar.
Bu tutumda da disiplinsizlik söz konusudur,
ancak disiplinsizliğin buradaki nedeni sorumsuzluk ve
ilgisizliktir. Hazır olmadığı çağlarda bağımsızlığa zorlanır; bir
an önce kendi kendisine yetmesi ve kendisine bakması beklenir.
DENGESİZ ve KARARSIZ ANNE-BABA
TUTUMU:
Anne babalar aynı davranışı kimi zaman
normal karşılarken kimi zaman da cezalandırabilirler. Bu durum daha
ziyade anne ya da babanın o anki psikolojik durumu ile ilintilidir.
Bu durumda da çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu
anlayamamaktadır.
Tutarsız anne baba tutumlarından bir diğer tutum
ise; anne için doğru olan bir şeyin baba için yanlış olması veya
bunun tam tersi durumun oluşmasıdır. Tutarsız tutum gösteren
ailelerde, eşler çocuğun yanında birbirlerini eleştirmekte de
sakınca görmezler.
Bazı ailelerde ise Anne-babaların tutumu aşırı
hoşgörü ile katı cezalandırmalar arasında gidip gelmektedir. Böyle
bir ortamda büyüyen çocuk hangi davranışın ne zaman ve nerede
yapılacağını ayırt edemez. Tutarsızlık, bir günün bir güne uymaması
biçiminde olabileceği gibi anne-babanın birbirine çok aykırı ceza
ve eğitim anlayışlarının olmasından da kaynaklanabilir. Bu tutum
sonucunda çocuklarda iç çatışmalar ve huzursuzluklar gelişir,
ardından dengesiz ve tutarsız bir yapının oluştuğu
gözlenir.
Bazen anne babalar çocuğun verdiği tepkilere
nasıl davranması gerektiği konusunda kararsız kalabilmektedir.
Bazen gülüp geçmekte bazen de acaba hatalı mıyız? Diye
düşünmektedir.Bu tip ailelerde, çocuk söz dinlesin diye önce
yumuşak konuşurlar, sabırları zorlanınca seslerini yükseltip
tehditler savurmaya başlarlar. Sonra da kendini suçlu hisseden anne
diz çöküp çocuktan özür diler. Dolayısıyla da çocuk hangi
davranışının tepki alacağı konusunda bir fikir
geliştiremez.
Tutarsız davranışlardan biri de kız-erkek çocuk
ayırımıdır. Genelde erkek çocuklar kız çocuklara göre daha el
üstünde tutulur, daha ayrıcalıklıdır. Bazı ailelerde ise bu durumun
tersi de mümkün olmaktadır.
Büyük çocukların yetişme tarzı ile küçük
çocukların yetişme tarzı arasında da farklılık görülmektedir. İLK
ÇOCUKTA OTORİTER, KURALCI iken ORTANCA ÇOCUKTA BİRAZ DAHA ESNEK
DAVRANILMAKTA, KÜÇÜK ÇOCUKTA ise DAHA SEVECEN ve HOŞGÖRÜLÜ
olunmaktadır.KÜÇÜK ÇOCUKLARIN DAHA FAZLA KORUNDUĞU, BÜYÜK ÇOCUKLARA
İSE ERKEN YAŞTA FAZLA SORUMLULUK YÜKLENDİĞİ DE diğer bir
gerçek.
Bazı ailelerde ise ebeveyn-çocuk arasında diğer
ebeveyne yönelik koalisyonlar da olmakta bu durum da çocuğun
psiko-sosyal gelişiminde sakıncalara yol açmaktadır.
MÜKEMMELLİYETÇİ ANNE-BABA TUTUMU:
Bu tutumda, anne baba çocuklarından
her şeyi beklerler,kendi gerçekleştiremedikleri şeyleri de
çocuklarının gerçekleştirmesini beklerler.
YÜKSEK BAŞARI BEKLERLER, ÇOK İYİ RESİM YAPMALI,
ŞARKI SÖYLEMELİ, İYİ KONUŞMALI, İYİ YÜZMELİ, KOŞMALI. LİDER OLMALI…
ÖRNEK DAVRANIŞLAR SERGİLEYEN BİR ÇOCUK OLMALI.
Bu anne babalar ÇOCUKLARINI OLDUĞU GİBİ KABUL
ETMEZLER, ÇOCUKLARININ KAPASİTELERİNİ ZORLARLAR, EKSİK OLAN
KISIMLARINI ÖZEL DERSLERLE TELAFİ ETMEYE ÇALIŞIRLAR. ÇOCUĞA
KALDIRAMAYACAĞI YÜKLER YÜKLERLER.ÇOCUĞUN YANLIŞ YAPMA HAKKI YOKTUR.
ANNE BABALARIN KURALLARI ve KALIPLARI VARDIR, ÇOCUKLAR BU KURALLARA
UYMAK ZORUNDADIR. KURALLARA UYMADIĞI ZAMAN ÖNCE DUYGUSAL SÖMÜRÜ
“saçımı süpürge yaptım, hayırsız evlat…” İŞE YARAMAZSA FİZİKSEL
ŞİDDET UYGULANMAKTADIR. Mükemmeliyetçi anne-baba tutumunda çocuklar
tıpkı bir büyük gibi yetiştirilir, çocuğun arkadaşlarını bile aile
seçer.Çocuk sürekli ailenin istediği kalıba uymak zorundadır.
MÜKEMMELLİYETÇİ TUTUMLA YETİŞTİRİLEN
ÇOCUKLAR:
• AŞIRI
TİTİZ/DAĞINIK
• ÖZGÜVENSİZ
• YANLIŞ
YAPMAKTAN ÇEKİNİR
• BAŞARISIZLIK
KARŞISINDA KOLAYCA HAYAL KIRIKLIĞI YAŞAR
• OKUL SIRASI
HEP DERLİ TOPLU, DERS ARALARINDA ÖDEV YAPAN, GRUP ÇALIŞMALARINDAN
ŞİKAYETÇİ, BİR İŞİ TAM YAPMAK İÇİN GÜNLER ÖNCESİNDE ÇALIŞMAYA
BAŞLAR
SAĞLIKLI AİLE TUTUMU
SAĞLIKLI AİLE
TUTUMUNDA slogan; GÜVEN VERİCİ OL, DESTEKLEYİCİ OL
Çocuğa şartsız sevgi verilir. Sorumlulukları
vardır. Çocuğun uyması gereken kurallar ve sınırlar belirlenmiştir.
Anne baba ve çocuk arasında sevgi ve saygıya dayanan güven verici,
destekleyici bir iletişim vardır.
Sağlıklı AileTutumunda; Sevgi ve disiplin
yani sınır temel öğelerdir.Bu çocuklar; Sorumluluk sahibi, çevresi
ile dengeli ve uyumlu ilişkiler kurabilen,kendine güvenen, yaşamda
başarıyı yakalamış insanlar olarak karşımıza çıkar. Bu çocuklar;
daha özerk, daha bağımsız bir kişilik geliştirirler; kendi
haklarını ve çıkarlarını koruyabildikleri gibi, işbirliği ve
dayanışma içine girebilirler
SAĞLIKLI AİLE
TUTUMUNDA;SEVGİ,SINIR ve SORUMLULUK çok
önemlidir.
SINIRLAR NASIL KONMALI?
1.AŞAMA(Kendim ve çocuğum için ne
istiyorum)Ondan neler beklediğinizi belirleyin
2.AŞAMA(Anne-Baba kurallar/sınırlar konusunda
görüş birliğine varacak)
3.AŞAMA(Çocuğunuza kendisinden beklediğiniz
davranışların ne olduğunu açık şekilde anlatın)
4.AŞAMA(Kurallar tutarlı bir biçimde uygulanacak
ve ihlalinde yaptırımlar tutarlı biçimde uygulanacak)
SINIRLAR; *AÇIK ve NET OLMALI
*ANLAŞILABİLİR
OLMALI
*ÇOCUK
BÜYÜDÜKÇE YENİDEN AYARLANMALI
SINIRLAR;
ÇOK
KISITLAYICI olursa; Öğrenme ve sorumluluk
kazanmayı engeller, İsyanı körükler
ÇOK GENİŞ olursa; Öğrenme ve
sorumluluk kazanmayı engeller, Aşırı denemeyi
körükler
TUTARSIZ olursa; Öğrenme
ve sorumluluk kazanmayı engeller,Deneme ve isyanı
körükler DENGELİolursa;Öğrenme
ve sorumluluk kazanmayı arttırır, İşbirliği
yüreklendirir
AİLELERE ÖNERİLER
1-Çocuğunuza zaman ayırın.
2-Çocuğunuzla birlikte olduğunuz
zaman tüm dikkatinizi ona yoğunlaştırın. Bu
nedenle de, başka bir işle meşgulken değil, kendinizi rahat
hissettiğinizde çocuğunuzla ilgilenerek, anne ya da
baba olmanın keyfini çıkarın.
3-Çocuğu sevmek, ona bolca ve pahalı
oyuncak almak değil onunla ortak faaliyetleri paylaşmak, ona zaman
ayırmak, onunla oyun oynamaktır.
4-Aşağılamak, suçlamak, çocuk adına karar
vermek yerine, çocuğunuzu
dinleyin, gerçekten dinleyin ve bunu ona gösterin;
çocuğunuzu dinlerken tv. izlemeyin, gazete okumayın, başka işlerle
meşgul olmayın. Konuşurken göz teması kurun, çocuğun yüzüne bakın,
aynı hizada olmaya dikkat edin.
5-Dinlendiğini düşünen çocuk kabul
edildiğini, dolayısıyla sevildiğini düşünen çocuktur.
6-Göz kontağı kurarak,
gülümseyerek kabul belirtisini beden diliyle
pekiştirin. Böylelikle çocuk “kişiliğine saygı duyulduğunu”
düşünerek iletişimini sürdürür.
7-Anne ve babasının kendisini
dinlediğini gören çocuk duygularını ifade etme olanağı bulur.
Aldığı tepkilerle “anlaşıldım” duygusunu yaşar. Böylelikle
rahatlar.
8-Çocuğunuza
karşı davranışlarınızda tutarlı olun. Kendi
içinizde çelişkili davranışlarda bulunmanız ya da anne ve babanın
birbiriyle çelişen biçimde davranması, çocuğu “doğruyu bulma”
konusunda zorlar.
9-Çocuğunuzu başka çocuklarla
karşılaştırmayın. Çocuk, anne babası tarafından
önemsenmek, değerli bir insan olarak kabul edilmek ihtiyacındadır.
Onun diğer çocuklarla karşılaştırılması, kendini değerli bir insan
olarak görmesini engeller.
10-Çocuğunuzun yanında eşinizi asla
kötülemeyin ve eleştirmeyin; eşinize olan kızgınlık, kırgınlık
eleştiri içeren davranış ve sözlerini
çocuklarınızın yanında yapmayın. Kendi kırgınlığınıza
çocuklarımızı ortak etmeyin. Çocuk anne babanın birbirlerini
kötülemesini, eleştirmesini istemez, birbirlerini sevip beğenmesini
ister.
11- Çocuklarınızla sen dili ile
değil ben dili ile konuşunun
12- Çocuğunuzun olumlu yönlerini ve
başarılarını ön plana çıkarın. . Bizimki çok dağınık, çok yaramaz,
bizi hiç dinlemiyor teyzesi vb ifadelerle çocuğun olumsuz
özelliğini yoğunlaştırmış üstelik de kendinizi de kötü hissetmiş
olursunuz. Çocuğunuzu koşulsuz sevin ; başarılı olursan
seni severim, istediğim gibi olursan seni severim vb ifadelerden
kaçının. Çocuklarınızı koşulsuz severseniz, onlara, hem kendilerini
hem de insanları koşulsuz sevmeyi öğretirsiniz.