Ana dilin önemi

Aus der Zwischenablage am 09.07.2012 09:42 eingefügt.

Bebekler, doğuştan dil ve konuşma yeteneğiyle doğarlar. En iyi dil öğretmenleri doğal olarak anne ve babalarıdır. Anne ve babalar, kullandıkları dil ve hareketleri sezgisel olarak çocuklarına göre uygulamaktadırlar. Dünyadaki her kültürde ebeveynler içgüdüleriyle özel bir muameleyle çocuklarıyla konuşurlar ve böylece birlikte yaşamanın temellerini kurarlar. Anne ve babanın çocuklarıyla konuştuğu dil « ana dil » olarak bilinmektedir. 

Peki, « ana dil » nedir? 

 

"Başlangıçta anneden ve yakın aile çevresinden, daha sonra ilişkili bulunduğu çevrelerden öğrenilen, insanın bilinçaltına inen ve toplumla en güçlü bağlarını oluşturan dil." (Öğrenciler icin Türkçe Sözlük, Dil Derneği Yay., Ankara, 1991, s.27)


Ancak dünya nüfusunun yarısından fazlası iki veya daha fazla dille yetişiyor. Avrupa'da da ana dilleri çevre dillerinden değişik olan çok sayıda insan yasıyor. Bu durumda ana dilin, yani çocuğun yakın aile çevresinden öğrendiği dilin, önemi nedir? Çünkü, çocuğun büyüdüğü toplum ana dilinden farklı konuşuyorsa ve çocuktan başarı bekleniyorsa, toplumun konuştuğu dili, yani çevre dilini en iyi şekilde öğrenmesi gerekmektedir.  Bu durumda çocuğa zahmetsizce « çevre dilini » mi öğretelim?

Eminim çok duymuşsunuzdur : « Bir an önce çocuğumun buradaki dili öğrenmesi lazım » - « En iyisi biz Türkçe konuşmayalım, çocuk daha çabuk diğer dili öğrenir » - « Ben Almanca konuşuyorum, annesi (babası) Türkçe konuşuyor » v.s.


Ana dilin çocuğun gelişiminde ve özgüvenin güçlenmesinde önemli rol oynadığını unutmayalım. Dil sadece « kuru » bir husus değildir. Dil sadece insanların birbirleriyle anlaşması için oluşmamıştır. Dil bir çok şeyi ifade eder: Büyük dilbilimci Harkort « Dil ulusun aynasıdır » der. Karl Marks « Dil düşüncenin kendisidir » der ve Konfüçyüs`e göre "Dil, bir toplumun en önemli değeridir“.

Her ulusun farklı kültürü vardır ve bu kültür dilde toplanır. Bir insanın kimliği düşünceleriyle gelişir ve düşünmeyen bir toplum oluşturmak ya da düşüncenin açıklanmasını istemeyenler, ilk önce insanların ana dillerini yasaklamışlardır. Kısaca dil; kültür, kimlik ve özgürlük ifade eder.  Şimdi düşünün, çocuğunuzu hangi kültürde ve kimlikte yetiştirmek istiyorsunuz? Bildiğiniz ve kendi büyüdüğünüz ve hatta halen yaşadığınız kültürde mi, yoksa belki de tam manasıyla benimseyemediğiniz bulunduğunuz ülkenin kültüründe mi? Dil, o kadar basit değil demek ki. 


Eğer çocuğunuza bir yere ait olduğunu hissettirmek ve onun kimliğini en güzel şekilde oluşturmasını istiyorsanız, kendi büyüdüğünüz ve bildiğiniz "ana dil“den mahrum etmeyin. Çocuğunuzu iki dünya, iki kültür, iki kimlik arasında bırakmayın. Ana dilin önemini birçok Avrupa ülkesi anlamıştır ve bunun için çok projeler üretmiştir, örneğin Belçika. Elbette çocuğunuzu iki veya daha fazla dille büyütmenizin faydası vardır. Ancak şahsen bunu kendileri farklı ana dillerde yetişen anne ve babalara tavsiye ediyorum. Bir aile dostumu örnek gösterebilirim: anne Türk, baba Filistinli ve aile Almanya'da yaşıyor. Eşler karşılıklı ana dillerini bilmedikleri için düzen şöyle: çocuklar babalarıyla Arapça, anneleriyle Türkçe ve aile dili olarak Almanca konuşuyorlar. Yalnız bu durumdaki prensip "bir dil bir insan" olmalı. Bebekler ve küçük çocuklar dilin ne olduğunu bilmiyorlar. Onlar ebeveynlerin hareketlerini taklit ediyorlar. Ebeveynler birebir konuşmalarında dilleri karıştırırlarsa, bu çocuk için şaşırtıcı bir durum olur, çünkü ne zaman hangi dilin konuşulduğunu seçemez. Dil ayırımında kesin kurallar koyulmalı ki, çocuğun dil öğrenmesi kolaylaşsın. Ayrıca sadece dil öğrenilmiyor, babanın ve annenin kültürü ve kimliği de öğreniliyor. Böylece büyükler de kendi uluslarının değerlerini verdiği için mutlu oluyorlar. Türkiye ve Filistin'deki akraba ziyaretleri de çocuk için  başarılı ve tatmin olacak bir şekilde geçiyor ayrıca….


Çocuğunuz yaşadığınız ülkenin dilini öğrenemeyecek diye endişelenmeyin, şimdiye kadar hangisi öğrenmedi? Hatta öyle güzel öğreniyorlar ki, en geç ergenlik çağına geldiğinde güzel Türkçemizin kelime hazinesini oldukça küçültmüş olacak ve genelde çevre dilini tercih edeceklerdir, tabi ki iki dili karmaşık bir şekilde katletmezse (canlı bir örnek: "Yavrum, arkadaşın nerde?“- Cevap: “Sie ist gitmek.“) . İşte şimdi de Türkçe' yi nasıl öğretebilirim diye düşünülür, tıpkı küçük bir çocukken çevre dilini en iyi ve hızlı şekilde nasıl öğretebilirim diye düşünüldüğü gibi….. Çocuğunuzla çevre diliyle konuşmayın demiyorum, ancak bunun çocuk okul çağına geldiğinde uygulanmasında fayda görüyorum. Ancak aile yaşantınızda ana dili kullanmayı ve çevre dilini kullanmayı da o dili çok düzgün bilen ve konuşan ebeveynlere tavsiye ediyorum. Hatta farklı dilleri iyi biliyorsanız, bunları da kurallar içinde (mesela yemek sofralarınızda) kullanmanızda fayda vardır. Çocuk kimliğini en iyi şekilde oluşturmanın ve topluma hayırlı evlat vermenin yöntemi, ana dilin ve çevre dilin birbirine rakip olmadığının, ancak birbirini tamamladığının anlaşılmasıdır. 


Dilbilimcilerin yaptığı onlarca araştırmalar gösteriyor ki, bir dili öğrenmek için, öncelikle kendi ana dilini iyi bilmek şart. "Evde ana dili konuşmak ve bu dili iyi bilmek, dolaylı yollardan başka bir dili öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Yabancılara ´evlerinizde sadece Almanca konuşun!´ gibi tavsiyelerden şiddetle kaçınmak gerekiyor” (Baur, Meder: Zur Relevanz von kulturspezifischen Elementen bei der Entwicklung und Beurteilung von C-Tests für ausländische Schüler, 1989, s.133). Yapılan araştırmalara göre, bulunduğu ülkenin dilini iyi bilenlerin, ana dilini de iyi bildikleri ortaya çıkıyor. 

Özelikle sevgili annelere sesleniyorum: çocuğunuzla sevgi diliyle konuşun, güzel sözcükler, şarkılar, ninniler, tekerlemeler söyleyin. Çocuğunuzun en çok şefkatinize, ilginize ve sevginize ihtiyacı var, dil öğretilmeye değil. Unutmayın ki "ciğerim, hayatım, aşkım, şekerparem, güzelim…“ gibi sevgimizi ifade etmek için kullanılan bu kelimeler, çevre dilinizde yoktur! 

Kültürümüzü, benliğimizi, özgürlüğümüzü ve sevgimizi, kısaca güzel Türkçemizi unutmamak ve unutturmamak dileğiyle……..



 

MENİM ANAM 

Savadsızdır 

Adını da yaza bilmir 

Menim anam... 

Ancak mene 

Say öğredip 

Ay öğredip 

İl öğredip 

En vacibi dil öğredip 

Menim anam. 

Bu dil ile tanımışam 

Hem sevinci 

Hem de gamı 

Bu dil yaratmışam 

Her şiirimi 

Her nağmemi, 

Yoh men heçem 

Men yalanam 

Kitap kitap sözlerimin 

Müellifi: Menim anam

(Azerbaycan'ın büyük şairi Bahtiyar Vahapzade)